Türkiye Camileri Kapak Fotoğrafı
camiler.org Logo
Adana Seyhan Yağ Cami kapak görseli

Yağ Cami

Alidede Mahallesi 29006 Sokak No: 36 Seyhan / Adana

1407 yorum
4.7 / 5
Kaynak: Google Haritalar

Konum

Harita yükleniyor...

Yağ Camii: Zamanın İzinde Sessiz Bir Mabet

Adana’nın kalbinde, eski çarşının dar sokakları arasında yürürken, birdenbire karşınıza çıkar Yağ Camii. Sessizdir… ama suskunluğu yanıltıcıdır; zira taşlarına sinmiş yüzlerce yılın hikâyesi, dikkatle bakan gözlere birer birer açılır. Bu zarif yapı, geçmişte “Surp Hagop Ermeni Kilisesi” adıyla ibadetlere ev sahipliği yapmış, sonra “Eski Cami” olarak anılmış, halkın belleğinde ise bir başka adla -Yağ Camii- yer etmiştir. Her ismiyle başka bir zamana dokunur.

Bir Kiliseden Camiiye, İki Mabedin Birleşimi

Yıl 1501... Ramazanoğlu Halil Bey'in emriyle dönemin Surp Hagop Kilisesi, ek yapılarla camiye çevrilir. Fakat halkın ihtiyacı büyüktür, mekân ise dar. Bunun üzerine Halil Bey’in oğlu, Ramazanoğlu Beyi Piri Mehmet Paşa, hemen yanı başına yeni bir cami inşa ettirir; Selçuklu'nun ulu camileri gibi, çok sütunlu ve geniş. Zamanla iki yapı iç içe geçer ve böylece bugünkü Yağ Camii doğar.

1525’te yükselen minaresiyle gökyüzüne seslenen bu cami, yalnızca bir ibadethane değil, aynı zamanda bir külliyedir. Yanındaki medrese, 1558’de tamamlanmış; ilim ve inanç, aynı avluda buluşmuştur. Bugün gördüğümüz minareyse daha yeni—1941 tarihli. Zira ilk minare, zamanın yıpratıcı elinden kurtulamamıştır.

İsmi Yağdan, Ruhuna Sinmiş Zamandan

Evliya Çelebi, onu “Eski Cami” diye anar. Fakat halk arasında farklı bir ad daha kök salmıştır: Yağ Camii. 19. yüzyılda önünde kurulan pazarda yağ satılması, bu ismi doğurur. Hatta yapılan son restorasyonlarda, cami avlusunun kuzeyindeki bir deponun o dönemde yağların saklandığı bir alan olarak kullanıldığına dair izler de bulunmuştur.

2003’te gerçekleştirilen kapsamlı restorasyon çalışmaları, yapının altında gizlenmiş geçitler ve su kuyularını da gün yüzüne çıkarmıştır. Ve 1998 Adana depreminde yara alan bu kutsal mekân, onarıldıktan sonra yeniden cemaatiyle buluşmuştur.

Mimarisine Dair Birkaç Kelime

Yağ Camii’nin mimarisi, Selçuklu’nun izlerini taşır. Kareye yakın dikdörtgen planlıdır ve kuzey-güney ekseninde uzanır. Bitirdiği medreseyle ortak bir avluya açılır. Bu avluya, sonradan eklenen büyük ve heybetli kapıdan girilir—adeta bir anıt gibi durur orada.

Doğuda medrese odaları, güneyde cami yer alır. Kuzeybatı köşesindeki merdivenlerle inilen mahzenvari bölümse abdest almak için kullanılır. Harimin doğu kısmı, hâlâ kilise döneminin izlerini taşır: yarım silindir biçiminde, kiremit çatılı. Batıya doğru ilerledikçe, beş sahınlı dikdörtgen mekân sizi karşılar. Son cemaat yeri, 19.5 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğindedir—alçak sesle edilen duaların yankılandığı bu alan, sade ama etkileyicidir.

Yapının inşasında kesme taş ve tuğla tercih edilmiştir. Sütunlar ise tarihin bir başka yönünü fısıldar: devşirme malzeme. Yani geçmişin başka yapılarına ait taşlar, burada yeniden hayat bulmuştur.

Ve medrese… Dershanesi kare planlı, üzeri kubbeyle örtülmüş. Ahşap saçakları, ustalıklı işçiliğiyle göz alır. Bu yapı, yalnızca bir eğitim yuvası değil, dönemin sanat anlayışının da bir temsilidir.

Ziyaretçilerin Yorumları

Bu bölümde yer alan bilgiler Google Haritalar'da öne çıkan yorumlardan yapay zeka kullanılarak derlenmiştir. Yağ Cami Google Haritalar bağlantısı 'nı inceleyebilirsiniz.

Yağ Cami: Adana'nın Tarih Kokan İncisi

Tarihe Yolculuk: Yağ Cami'nin Kökenleri

Yağ Cami... Adana'nın kalbinde, zamanın ağırlığını ve şehrin ruhunu sırtlamış kadim bir yapı. 1501 yılında Ramazanoğulları Beyliği tarafından inşa edilmiş, ilk zamanlarında bir kiliseymiş aslında - sonra ek yapılarla birlikte camiye dönüşmüş. Adını ise, geçmişte çevresinde kurulu olan yağ pazarı ve yağcı dükkânlarından alıyor. Yani, ismi bile Adana'nın geçmişinden bir iz taşıyor desek abartmış olmayız.

Mimari ve Atmosfer: Sadelikteki Güzellik

Caminin mimarisi... sade ama öyle etkileyici ki, taş işçiliğiyle yapılmış her detay bir öykü anlatıyor sanki. Selçuklu ve erken Osmanlı mimarisinin izleri hemen fark ediliyor. Özellikle ahşap minberine ve geniş avlusuna hayran kalmamak elde değil. İçeri girdiğinizde taş zeminin serinliğini ve geçmişin izlerini hissetmek mümkün. Üstelik, cami pırıl pırıl ve bakımlı; tarihi dokusunu onarımlarına rağmen büyük ölçüde korumuş. Gerçekten de, "taş işçiliği ile yapılan mükemmel bir eser" sözünü fazlasıyla hak ediyor.

Merkezi Konum & Kültürel Bütünlük

Yağ Cami, Adana'nın eski merkezinde - Ulu Cami ve Büyük Saat gibi tarihi yapılarla adeta bir bütünlük oluşturuyor. Hem yerli halkın hem de şehre gelen ziyaretçilerin uğrak noktası. Bahçesinde bir zamanlar yağ satışı yapılırmış; şimdi ise manevi havası ve huzurlu ortamı ile biliniyor. Hatta bir ziyaretçi şöyle diyor: "Gençler, bu güzel camileri boş bırakmayın, fırsat buldukça vakit namazlarını burada kılın, buranın manevi havasını teneffüs edin." Biraz nostalji, biraz tavsiye – hepsi bir arada.

İbadet ve Ziyaret İmkanları

  • Caminin içi temiz ve bakımlı (bizzat görenler "pırıl pırıl" diyor).
  • Geniş avlusu ve merkezi konumu sayesinde ulaşımı kolay.
  • Hem dini vecibeler için hem de tarihle iç içe bir keşif için uygun.
  • Ziyaretçiler, caminin manevi atmosferini ve tarih kokan havasını özellikle övüyor.

Küçük Bir Not

Bazı ziyaretçiler, caminin çevresinde ticaret hanelerinin cami duvarına çok yakın olmasından dert yanmış. Haksız da sayılmazlar... 520 yıllık bu değer, biraz daha özen ve ilgiyle çok daha güzel korunabilir gibi görünüyor. (Vakıflar Genel Müdürlüğü yetkilileri, bu satır size!)

Yağ Cami'ye Kimler Uğramalı?

Adana'ya yolu düşenlere tek cümlelik öneri: Ulu Cami ve Büyük Saat ile birlikte Yağ Cami'yi de mutlaka gör! Tarihiyle, mimarisiyle, manevi huzuruyla hem Adanalıların hem de misafirlerin hatırında kalacak bir durak. (Ve, evet – taş işçiliğini görünce insan kendini bir başka dönemdeymiş gibi hissediyor.)

Yağ Cami, Adana'nın geçmişine açılan bir kapı. Hem huzur, hem tarih, hem de mimari güzellik arayanlara kesinlikle tavsiye edilir.