Hacı Nuri Çomu Camii: Adana’nın Gönlünde Yükselen Bir Miras
Adana’nın maneviyat haritasında yeni bir yıldız daha doğdu. Hacı Nuri Çomu Camii, kentin en büyük beş mabedi arasında yerini alarak yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda nesiller boyu ayakta kalacak bir kültür ve inanç anıtı olarak yükseldi.
Camiyi inşa ettiren Hüseyin Nuri Çomu, bu yapının ardındaki niyeti şu sözlerle dile getiriyor:
“Gelecek kuşaklara kalıcı bir iz bırakmak düşüncesiyle başladık bu yola. Mimari tasarımı, Adana’nın manevi hafızasında derin izler bırakan Mahmut Sami Ramazanoğlu’nun torunu, Yüksek Mimar Mahmut Sami Kirazoğlu’na emanet ettik. Kendisi yalnızca yurt içinde değil, İslam coğrafyasının dört bir yanında yaklaşık bin camiye imzasını atmış bir isim… Kuba, Kıbleteyn, Hz. Ali, Cuma ve İmam Buhari camileri gibi büyük eserlerin mimarı olmasının yanı sıra Haremeyn-i Şerif’in baş danışmanı olarak da görev yaptı. Bizim için kıymetli olan bir başka yönüyse, Adanalı Ramazanoğlu ailesinden gelerek şehrimizin ruhuna vakıf olmasıydı.”
Mimaride Ruh ve Ahenk
Çomu, bu yapının yalnızca taş ve harçtan ibaret olmadığını vurguluyor. “Bütün gönlümüzü koyarak, titiz bir çalışmayla hayata geçirdiğimiz bu cami; dayanıklılığı, işlevselliği, estetik çizgileri, sade güzelliği ve kusursuz akustiğiyle ibadet eden herkes için huzur dolu bir mekân sunmayı amaçlıyor. Selçuklu'nun zarafeti, Osmanlı'nın görkemi ve çağımızın teknolojik olanaklarıyla harmanlanan bir Neo-Klasik anlayışla tasarlandı. Topografya, iklim, kültür, ulaşım ve malzeme gibi tüm değişkenler dikkate alındı. İnancımız o ki, bu yapı gelecekte de Adana’nın simgelerinden biri olacak, bir anıt eser olarak anılacak.”
Herkese Açık, Herkesi Kucaklayan Bir Cami
Camiyi farklı kılan özelliklerden biri de, “engelsiz ibadet” anlayışıyla şekillenmiş olması. Hüseyin Nuri Çomu bu noktaya özel bir hassasiyet gösterdiklerini belirtiyor:
“Kadınlarımız, çocuklarımız ve engelli vatandaşlarımız için her detay özenle planlandı. Üç katlı yapımızda kadınlara özel bağımsız giriş ve çıkışlar, asansörle kolay ulaşım, ayrı abdest alanları ve namaz bölümleri yer alıyor. Herkesin rahatlıkla ibadet edebileceği ergonomik bir yapı oluşturduk.”
Yaklaşık 4.500 kişilik kapasiteye sahip bu görkemli camide sadece ibadet değil, toplumsal hayat da düşünülmüş. Çok amaçlı salonlar sayesinde cami, bölge halkına hizmet eden bir sosyal merkez olma niteliği de taşıyor.
Sadakatle Başlayan, Tevekkülle Tamamlanan Bir Yolculuk
“Bu camii için çok emek verdik, çok gayret ettik. Ama bilmeliyiz ki her başarı sadece Allah’tandır,” diyen Çomu, yapının artık Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredileceğini belirtiyor. Tüm inşa masrafları aile tarafından karşılanan cami, imzalanan protokol çerçevesinde Diyanet’le birlikte yürütülen bir projenin meyvesi olarak hizmete sunuluyor.