Türkiye Camileri Kapak Fotoğrafı
camiler.org Logo
İstanbul Eyüpsultan Silahi Mehmet Efendi Cami kapak görseli

Silahi Mehmet Efendi Cami

Nişancı Mahallesi Zalpaşa Cadde No: 36 Eyüpsultan / İstanbul

26 yorum
4.7 / 5
Kaynak: Google Haritalar

Konum

Harita yükleniyor...

Ziyaretçilerin Yorumları

Bu bölümde yer alan bilgiler Google Haritalar'da öne çıkan yorumlardan yapay zeka kullanılarak derlenmiştir. Silahi Mehmet Efendi Cami Google Haritalar bağlantısı 'nı inceleyebilirsiniz.

Silahi Mehmet Efendi Camii: Tarihin ve Hikâyelerin Sessiz Tanığı

Eyüpsultan’ın Saklı Köşesinde Bir Osmanlı Camii

İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde, tarihle iç içe bir yürüyüş sırasında karşınıza çıkıveren o küçük ama karakter sahibi mekânlardan biri: Silahi Mehmet Efendi Camii. Nişancı Mahallesi’nde, Zalpaşa Caddesi üzerinde yükseliyor – üstelik tam karşısında koca Zal Mahmud Paşa Külliyesi ile adeta gölge oyunları oynar gibi. Biraz dikkat... Çünkü burası çoğu zaman kapalı; içeri girmek çoğu ziyaretçi için bir merak, bir de hafif hayal kırıklığı. Ama yine de o avlunun taş zemininden, minarenin gövdesine kadar burası bambaşka bir Osmanlı hikâyesi anlatıyor.

Silahi Mehmet Efendi ve Aile Hikâyeleri

Camiye adını veren Silahi Mehmed Efendi, Osmanlı sarayında silahdar – yani padişahın silahlarını taşıyan, ona refakat eden, güvenliğinden sorumlu kişi. Zamanla saraydaki bu önemli görev, bir hayırseverliğe dönüşmüş; işte bu cami de, onun Eyüpsultan’a bıraktığı kalıcı izlerden biri.

Ama iş sadece mimaride bitmiyor. Anlatılır ki, Mehmed Efendi camisini yaptırdıktan sonra tam karşısına oğlu Zal Mahmud’un koca külliyesini dikmesinden pek hoşlanmamış. Hatta çaresizce oğluna "Cemaatsiz kalasın" diye beddua ettiği söylenir. Ne kadar doğrudur bilinmez, lakin bölge sakinleri hâlâ Zal Mahmud Paşa Camii’nin cemaatinin azlığından dem vuruyor. Dedikodu mu, gerçek mi – orasını zaman bilir.

Mimari ve Yapısal Özellikler

  • Klasik Osmanlı mimarisinin sade ama etkili örneklerinden.
  • Yapımında kesme taş ve tuğla kullanılmış; taşın serinliğini, tuğlanın sıcaklığını hissetmek mümkün.
  • Tonoz damlı, üç cephesinde tahta kapaklı pencereler – ışıkla gölgenin dansı burada çok başka.
  • Minareye gelince... Şerefesiz ve pramidal, öyle ki İstanbul’da benzerine sadece üç-dört yerde rastlanıyor. Üstelik bu minare, camiye yapışık değil; bağımsız duruyor, sanki kendi başına bir hikâye anlatıyor.
  • Kitabesi yok. Yani tarihle ilgili kesin bir bilgi arayanlar için biraz sır perdesi var.
  • Kapısı, etrafı kapalı son cemaat yerine açılıyor – bir süreliğine dışarıdaki telaştan kopmak için birebir.

İbadet ve Ziyaret İmkanları

Şunu açıkça söylemek gerek: Cami genellikle kapalı. Pek çok ziyaretçi gibi siz de içeri giremeyebilirsiniz. Ama dışarıdan bakmak bile, özellikle minarenin o kendine has tasarımıyla, insanı başka bir zamana götürüyor. Temizlik, ibadet ortamı ve ulaşım kolaylığına dair detaylı bilgi yok – ama Eyüpsultan’ın merkezine yakınlığı sayesinde ulaşımda sıkıntı yaşamazsınız.

Caminin küçük ama ruhani atmosferini yakalayanlar, özellikle minaresini “ilginç” ve “özgün” buluyor. Tarihle, mimariyle ve mahalle kültürüyle ilgilenenler için kısa bir mola noktası.

Bazı Küçük Notlar ve İsim Karışıklığı

  • Caminin adı zaman zaman “Selahi”, “Silahşör Mehmet Bey”, “Sürahi Mescidi” gibi farklı şekillerde yazılabiliyor. Doğrusu: Silahi Mehmet Efendi Camii.
  • Dörtgen planlı, cadde kotundan merdivenle çıkılan bir avluya sahip.
  • Küçük ama mahalle hayatında önemli bir yeri var – orada yaşayanlar bilir.

Son Söz: Sakin Bir Tarih Durağı

Silahi Mehmet Efendi Camii, Eyüpsultan’da tarihin ve günlük hayatın iç içe geçtiği, çoğu zaman sessiz sedasız kalmış bir cami. Büyük külliyelerle yarışmıyor, ihtişam peşinde koşmuyor. Ama bir vakitliğine orada durup minaresine baksanız, belki siz de bu küçük mabedin anlatmak istediklerini hissedersiniz... Huzur arayanlar ve eski İstanbul’u merak edenler için görülmeye değer.