Ziyaretçilerin Yorumları
Bu bölümde yer alan bilgiler Google Haritalar'da öne çıkan yorumlardan yapay zeka kullanılarak derlenmiştir. Nasuhi Mehmet Efendi Cami Google Haritalar bağlantısı 'nı inceleyebilirsiniz.
Nasuhi Mehmet Efendi Cami: Üsküdar'ın Sıra Dışı Manevi Durağı
Tarihi ve Ruhani Mirasın İzinde
Nasuhi Mehmet Efendi Cami, Üsküdar’ın Salacak mahallesinde, Tunusbağı Caddesi üzerinde — biraz gözden ırak, bir çıkmaz sokağın kıyısında. Her köşe başında ayrı bir hikaye var burada. Hele ki, caminin geçmişini kurcalamaya başlarsanız… 1684’te Moralı Sadrazam Hasan Paşa'nın başlattığı inşa, maddi imkânsızlıklar nedeniyle yarım kalıyor; ardından devreye Şeyh Mehmed Nasûhî Efendi giriyor ve 1688'de nihayet tamamlanıyor. Girişte sizi karşılayan 1705 tarihli çeşme ise, Hasan Paşa'nın ince bir dokunuşu.
Tekkenin Gölgesinde Bir Hayat
Burası aslında sadece bir cami değil, bir zamanlar önemli bir tasavvuf ve kültür merkezi olan Nasuhî Dergâhı'nın kalbi. Tekkelerin kapatılmasıyla birlikte 1925’ten itibaren cami olarak kullanılmaya başlanmış. Türbe ise — uzun süre ziyaretçilere kapalı kalsa da — bugün hala o eski manevi atmosferini koruyor. İlginç bir detay, harem ve selâmlık bölümlerinin yıllarca Mehmed Nasûhî Efendi’nin neslinden gelenler tarafından mesken tutulmuş olması. Zaman içinde caminin bazı bölümleri aslına pek de sadık kalmadan yenilenmiş; minaresi ise deprem sonrası yıkılıp, 1966’da aileden bir hayırsever eliyle yeniden inşa edilmiş.
Hazîre, Çeşme, Türbe... Her Köşe Bir Hatıra
Camiyi çevreleyen küçük avlu, sokağın kendisi kadar huzurlu. Sağ başta Sadrazam Hasan Paşa’nın büyük hazneli çeşmesi, sol tarafta yüksekçe bir setin üzerinde ise mezar taşlarıyla dolu hazîre sizi karşılıyor. Hazîre ile cami arasında ise Şeyh Nasuhî Mehmed Efendi’nin türbesi… Ziyaretçiler, bu mistik atmosferde adeta zamana kısa bir mola veriyor. Ve evet, “Selam olsun erenlere!” diyen o içten ifadeyi burada duyumsamak mümkün.
Nasuhî Mehmed Efendi Kimdir?
Kimi camiye dua etmek için, kimi ise bambaşka bir arayışla geliyor. Nasuhî Mehmed Efendi — şiirlerinde “Nasuhî” mahlasını kullanan mutasavvıf şair, Halvetiyeden Nasuhiye kolunun kurucusu. 1648’de İstanbul’da doğmuş, 1717’de ise dergâhında hayata veda etmiş. Hem Arapçayı hem Farsçayı hem de Türkçeyi ustalıkla kullanan bu büyük zat, döneminde hem halkı hem devlet adamlarını sohbetleriyle etkilerken, ardında yolu sürdürecek yüzlerce halife bırakmış. Kütüphanesi hâlâ meraklılarını ağırlıyor.
Pratik Bilgiler ve Küçük Sürprizler
- İbadet için huzurlu ve dingin bir ortam sunuyor.
- Arka tarafında küçük bir kafe var; namazdan sonra bir çay molası fena fikir sayılmaz.
- Kütüphanesi ve kitap satışı ile meraklısına manevi olduğu kadar kültürel bir deneyim de vadediyor.
- Avludaki büfede atıştırmalık bulmak mümkün, karnınız acıkırsa üzülmeyin.
Ziyaretçi Deneyimleri: Samimiyet, Saygı ve Biraz da Mizah
Bazı ziyaretçiler, caminin tarihi dokusuna hayran kalıyor; kimisi ise “Aziz Mahmut Hüdayi’den sonra mutlaka uğranmalı!” diyerek öneride bulunuyor. Bir başkası, “Kütüphanesi, kitap satışı, avluda çay-kahve... Her şey düşünülmüş!” diye özetlemiş. Mizahı da eksik etmeyenler var tabii — “Edeple gelen lütufla döner vesselam” deyip selamını gönderenler...
Son Söz
Nasuhi Mehmet Efendi Cami, Üsküdar’ın o klasik telaşında kendinize ait bir köşe arıyorsanız — hem geçmişe, hem bugüne dokunabileceğiniz nadir adreslerden biri. Bir gün yolunuz düşerse, sadece namaz için değil, biraz soluklanmak için de uğrayın. Belki de o avluda, taşın serinliğinde, zamanın yavaşladığını hissedersiniz. Kim bilir?