Ziyaretçilerin Yorumları
Bu bölümde yer alan bilgiler Google Haritalar'da öne çıkan yorumlardan yapay zeka kullanılarak derlenmiştir. Hobyar Cami Google Haritalar bağlantısı 'nı inceleyebilirsiniz.
Hobyar Camii: Sirkeci’nin Gizli Mimari Hazinesi
Sokakların Arasında Gizlenen Bir Cami
İstanbul’un hareketli Sirkeci semtinde, Büyük Postane’nin arka cephesinde yürüken birdenbire karşınıza çıkan bir sürpriz... Hobyar Camii. Burası, Sultanhamam’ın kumaş piyasasının kalbinde, kalabalığın arasında adeta saklambaç oynayan bir yapı gibi. Dışarıdan bakınca, hele de ilk kez geliyorsanız, avlusu olmayışı kafanızı karıştırabilir; çünkü caminin girişi sonradan eklenen dikdörtgen bir binadan yapılmış. Hatta, bu yeni kısım ana caminin pencerelerinden birini de içine alacak şekilde tasarlanmış – biraz garip bir görüntü ama işte İstanbul’da böyle detaylar insanı şaşırtmaya devam ediyor.
Tarihi ve Mimari Yolculuk
Hobyar Camii’nin kökeni 1473 yılına kadar uzanıyor; Hoca Hubyar tarafından yaptırılmış. Fakat orijinal yapı zamanla harap olmuş ve 1905-1909 yıllarında Mimar Vedat Tek’in imzasıyla, Büyük Postane ile aynı dönemde bugünkü halini almış. İlginçtir, caminin minaresi bile tamamlanana kadar basında tartışma konusu olmuş. Yani, daha yapım aşamasında bile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmış bir yapıdan bahsediyoruz.
Küçük Ama Etkileyici Bir Alan
İç alanı sadece 150 metrekare... Yani öyle çok büyük bir cami değil. Planı tek kubbeli ve kareye yakın (7,5 x 7,5 m), köşelerden pahlanmış – sekizgen bir izlenim bırakıyor. Ancak kubbesi klasik Osmanlı kubbesi gibi değil; daha çok Hint etkisi taşıyan, geniş saçaklı, adeta kule-bina tipinde bir kubbe. Eli böğründe adı verilen yapı elemanlarıyla dışarıya taşan bu saçaklar, dışarıdan bakıldığında camiye bambaşka bir hava katıyor.
Çini ve Süslemeler: Dışarıda Zengin, İçeride Sade
Cephede kullanılan uzun, sivri kemerli pencereler ve üzerlerindeki mavi-lacivert Kütahya çinileri hemen dikkat çekiyor. Penceresiz yüzeylerde ise kare formlu panolar içinde kufi yazılar – bazı yüzlerde “elhamdülillah” yazılı çini panolar bulunuyor. Dış cephede bolca çini, renk ve motif varken, iç mekânda tam tersi bir sadelik var: Bembeyaz duvarlar, sadece Allah, Muhammed ve dört halifenin isimleriyle süslenmiş. Alçı mihrap ise mermer gibi görünsün diye yağlı boya ile boyanmış.
Mekâna Dair Birkaç İlginç Detay
- Avlusu yok – doğrudan ek binadan giriyorsunuz, bu da mekânı ilk defa görenleri şaşırtıyor.
- Yanında tek şerefeli bir minaresi var; minare hem eski hem yeni ek binanın tam arasında kalmış.
- Batı tarafında ahşap bir mahfil mevcut.
- Büyük Postane binasıyla mimari detaylar açısından benzerlikler taşıyor.
Konum ve Ulaşım
Sirkeci Garı ve Eminönü’ne oldukça yakın bir noktada. Eminönü ilçesinin Sirkeci semtinde, Âşirefendi Caddesi ile Hamidiye Türbe Sokağı’nın tam köşesinde yer alıyor. Yani, İstanbul’un merkezine adım attığınızda, bir anda bu büyülü caminin önünde bulabilirsiniz kendinizi. Defalarca önünden geçip de içine girmeyenler için “büyüleyici bir yapı” olarak akıllarda kalıyor. Kim bilir, belki bir gün sen de kapısından içeri adım atarsın...
Kısacası...
Hobyar Camii, tarihiyle göz dolduruyor; mimari detaylarıyla merak uyandırıyor. Dışarıdan bakınca zengin, içeride ise sadeliğin huzurunu sunuyor. Sokakla ve tarihi dokuyla adeta iç içe geçmiş. Bazen içerideki sadelik dışarıdaki kadar heyecan uyandırmasa da, bu caminin varlığı bile beş yıldızı hak ediyor. Sirkeci’nin karmaşasında kaybolurken, bir anda yolun seni Hobyar Camii’ne çıkarırsa – şaşırma! Burası, İstanbul’un saklı incilerinden biri.