Ziyaretçilerin Yorumları
Bu bölümde yer alan bilgiler Google Haritalar'da öne çıkan yorumlardan yapay zeka kullanılarak derlenmiştir. Saçlı Abdülkadir Efendi Cami Google Haritalar bağlantısı 'nı inceleyebilirsiniz.
Saçlı Abdülkadir Efendi Cami: Tarih, Huzur ve Eyüpsultan'ın Gizli Köşesi
Eyüp Sultan'ın Sakin Komşusu
Eyüp Sultan meydanında dolaşırken, binlerce insanın önünden sessizce geçtiği ama içeri adım atanı hemen sarıp sarmalayan o küçük cami... Saçlı Abdülkadir Efendi Cami, işte tam da böyle bir yer. Büyük Eyüp Sultan Camii'nde yer bulamayanlar için adeta bir “kurtarıcı mescit”. Kapıdan içeri geçtiğinizde bir huzur dalgası sizi karşılıyor – öyle diyorlar, öyle hissediyor insan.
16. Yüzyıldan Günümüze Uzanıyor
Kalenderhane Caddesi üzerinde, Eyüp Sultan Camii meydanına çok yakın bir noktada konumlanan caminin tarihi, 1537 yılına kadar gidiyor. Caminin hikâyesi, Kanuni Sultan Süleyman dönemi Şeyhülislamı olan, “Şeyhi” lakaplı Saçlı Abdülkadir Efendi'ye dayanıyor. Babası, Sivasî Tekkesi şeyhi Abdürrahim Efendi'nin kabri üzerine fevkani – yani hem altı hem üstü kullanılan – bir mescit olarak inşa ettirmiş burayı. Yani, alt katta türbe, üst katta ise ibadet alanı bulunuyormuş eskiden.
Mimari ve Atmosfer
Cami, klasik Osmanlı mimarisinin sade ama etkileyici izlerini taşıyor – tek kubbeli, taş işçiliğiyle öne çıkıyor. Şehirdeki görkemli camilere kıyasla oldukça mütevazı ama tam da bu yüzden başka bir samimiyeti var. Eski yapıların başına gelen şey, burada da yaşanmış: Çatı ve ara bölmeler 1957'de çökmek üzereyken yıktırılmış, türbede ise yalnızca sanduka kaideleri kalmış... Biraz buruk ama oldukça gerçek.
Hazirede Tarihin İzleri
Caminin bahçesi – ya da daha havalı ifadesiyle haziresi – tam bir açık hava tarih dersi. 16. ve 19. yüzyıllar arasında tarihlenen yüzden fazla mezar var. Dikkat çeken iki mermer mezar taşı var ki, yaklaşık 60 cm çapında ve 2 metre boyunda silindir şeklinde... Ayrıca, Şeyhülislam Hoca Sadeddin Efendi ile Samiha Ayverdi’nin roman kahramanı İbrahim Efendi'nin mezarı da burada. Biraz şaşırdın mı? Evet, mezarlıklar bile burada bambaşka bir hikâye anlatıyor.
Dergah ve Türbe Bağlantısı
Bir de işin tasavvuf boyutu var. Caminin geçmişi, Tariki Aliyye-i Rufaiyye’den Seyyid EbulHüda Sayyadi Efendi gibi isimlerle, tekkeler ve dergahlarla iç içe geçmiş. Hatta bir dönem buraya defnedilmiş, sonra kabri Halep’e taşınmış. Yani, burası sadece bir ibadethane değil; bir zamanlar dergah, tekkeler, şeyhler, dervişler... Tüm o eski İstanbul'un mistik havası.
Ulaşım ve İbadet Olanakları
- Eyüp Sultan Camii meydanına birkaç adım mesafede, Kalenderhane Caddesi üzerinde.
- Eyüp-Edirnekapı Bulvarı'nın karşısında, meydanın sağında ve köşe başında kalıyor.
- Eyüp Sultan Camii’nde yer bulamazsanız burası adeta bir sığınak.
- Günümüzde faal, yani düzenli olarak ibadete açık.
Küçük Detaylar, Büyük Huzur
Belki de buranın en güzel yanı, gözden kaçan bir köşede, sakinliğin ve tarihin iç içe geçtiği bir atmosfer sunması. Girişteki kemerli kapı, avludaki eski taşlar ve her adımda karşınıza çıkan kabirler... Her şey kendi halinde, gösterişsiz ama bir o kadar da etkileyici.
Kapanış: Bazen Küçük, Her Zaman Derin
Saçlı Abdülkadir Efendi Cami, Eyüpsultan’ın kalabalığında kaybolmaya yüz tutmuş, ama içine girdiğinizde sizi sarıp sarmalayan bir mekân. Yüzyılların izini taşıyan taşlar, türbeler, mezar taşları – ve hepsinin üstünde bir huzur. Büyük camilerdeki kalabalıktan kaçıp, gerçek İstanbul’u hissetmek isteyenlere... Burası bir başka güzel.